İkiliden beklenmeyecek bir performans. Keyifli bir film.
Aksiyon macera tarzındaki bir film çok gizli bir ajanın basit ve saf bir sarışın(!) ile yollarının kesişmesini konu alıyor.
Keyifle izlenebilecek, eğlenceli ve sürükleyici bir film.
Fourth Kind
Forth Kind, Dördüncü Tür. Adından da anlaşılabileceği gibi uzaylılarla ilgili bir film. Uzaylılar tarafından alıkonmayı ve çeşitli deneylerde kullanılmayı ve bütün olanların unutturulmasını konu alan bir film.
İlginç yanı ise bu filme konu olan röportajların, video kayıtlarının gerçek olması...İnsanı geren bir film olduğu gerçek, ancak oyunculuk ve senaryo açısından tatminkar olduğu söylenemez.
Piranha 3D
Yıllar önce çevrilmiş bir korku gerilim filminin yeni versiyonu olmaktan öteye gidemeyen, ucuz ve başarısız görsel efektlerle bezenmiş bir film.
Girmeye, görmeye, almaya, izlemeye değmez.
Avatar:The Last Airbender
Son dönemlerde izleyip de hayal kırıklığına uğradığım filmlerden birisi.
Tek kelimeyle hayal kırıklığı... daha önce fragmanını izleyerek görmek istedim, ancak ne varsa filme ait göz dolduran sadece 2,5-3 dakikalık bir fragmanda zaten. Fragmanı izleyin filmi izlemenize bile gerek yok.
Oyunculuklar, senaryo, görsel efektler... hepsi fiyasko.Hatta bir genelleme yapmama bile neden oldu. Bundan sonra M. Night Shyamalan'ın yönetmenlik yaptıklarını izlemeyeceğim. Yav adamın yaptığı bir film bile iyi olmaz mı be... :)
Bu arada IMDB de 4,5 puan almış, bence bu bile fazla...
IMDB: http://www.imdb.com/title/tt0938283
Beypazarı
Konaklama:
Yeni şehirde büyük bir kaç otel de bulunmasına rağmen, eski şehirin atmosferini solumak ve otantik bir tatil yapmak istiyorsanız. Küçük pansiyonlar sizi bekliyor. Birçoğu konak adı ile kurulmuş olan küçük ve butik işletmeler sizlere hem d
ostça hem de aile rahatlığında bir konaklama sunuyor. Bizim tercihimiz, Memişzade konağı oldu. Son derece güler yüzlü ve hoşsohbet işletme sahiplerimiz oldukça temiz ve özenle korudukları konak evlerini pansiyonerlere açıyorlar. http://www.memiszadekonagi.com/
Dikkat kalınacak yerlerde banyo veveya tuvaletler ortak olabiliyor. Tercihinizi yaparken önceden bilgi almanızda fayda var.
Beypazarına gidip, "Baypazarı kurusu" yemeden dönmek olmaz. Hemen hemen her sokakta bulunan kuru fırınlarından hem ürünleri tadabilir hem de satın alabilirsiniz. Hatta bir çoğu kargo ile gönderiyor.
Şehrin belki de en ilginç özelliklerinden biri eski y
erleşim biriminin çarşısında yer alan küçük aile işletmeleri olarak varlığını sürdüren baklava ve sarmacılar. Sokağa girdiğiniz andan çıkana kadar her dükkanda cömertçe ikram edilen lezzetli yaprak sarmalara bayılacaksınız. Aynı işletmeler çok ve çeşitli baharatlar, kurutma sebze ve meyveler ile erişte ve tarhana gibi yöresel lezzetleri de satıyor. Bunlardan alışveriş yapmadan dönmek ayıp olur. Bilginize. Özellikle kuru menemeni denemenizi tavsiye ederim.
Şehrin bir diğer ünlü yiyeceği ise güveç. Ama bu bildiğiniz sebzeli güveç değil, bölgede yetiştirilen büyük ve küçükbaş hayvanlardan yapılan kavurmalık kuşbaşılar ve pirinç pilavı ile yapılan bir yemek, eğer et seviyorsanız tavsiye ederim.
Görülesi:
Beypazarının en ünlü yönlerinden birisi restore edilmiş evleri. Özellikle eski yerleşim bölgesinde her taraf restore edilmiş evle dolu oldukça hoş bir fotoğraf ortamı sağlıyor. Tek bir ana caddeden oluşan çarşısı ise oldukça ilginç yöresel unsurları sunuyor. Daha önce anlattığım ev işi yiyecekler satan yerlerin yanı sıra oldukça fazla sayıdaki gümüşçülerinde (hatta bir gümüş çarşısı bile var) yörenin ünlü telkari leri ile bayanlar oldukça haşır neşir oluyorlar. İşin üzücü yanı ise bu ekonomik değerin tabiri yerindeyse işporta tarzı sergilenişi... Bunar karşılık yurt ya da şehir dışından getirilen takıların özel biçimlerde teşhir ediliyor olması, halbuki bölgeye gelen insanlar takı konusunda heryerde bulamayacakları telkarilerin peşinde...
Diğer bir yapılması gereken ise yöre yerlilerinin kurdukları tezgahlarda satılan ürünler... Tarhanadan, hamağa, ebru işi takılardan, el örgüsü bebek kıyafetlerine kadar her şeyi bulabilirsiniz.
Gezilesi:
Yaşayan müze, bölgede restore edilmiş olan bir konağın yörenin tanıtımı amacıyla özel bir müze halinde hizmet verdiği oldukça farklı ve yaratıcı bir işletme. Yaşayan denilmesinin sebebi ise bu müzede herşey dokunulabilir, yapılabilir. İster karagöz olun, ister ebru yapın, ister kurşun döktürün...
Bir diğer görülmesi gereken yer de bölgede yürüyüş turları da düzenleyen doğa evi, özellikle bölgedeki yaban hayatın korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması amacıyla kurulmuş olan bir sivil toplum kuruluşu.
Etnoğrafya müzesi de bölgenin kültürü ve geçmişi hakkında bilgi verecek biçimde iyi düşünülerek restore edilmiş bir diğer konak.
Ulaşım: Ankara' dan Etlik garajından kalkan özel otobüs işletmelerinden hemen her saat başı gidilebilir. Yolculuk ise yaklaşık 1 saat sürüyor. Yol boyunca İç Anadolu'nun çorak coğrafyasının asırlardır yaşanılan toprakların tanıdıklığı size eşlik edecek.
Karanlıktakiler
Çağan Irmak bu filmde şizofreni hastası annesine bakan vefakar ama perişan evlat konusunu işliyor.
Arka planda ise sevgi, saygı, hayat mücadelesi, hayatın anlamı ve erişilemezlikler var.
http://www.karanliktakiler.com/main.html
Film kendi içinde değerlendirildiğinde başarılı olarak görünüyor, ama sıkıcılığı doğası gereği :(
Oyunculuklara ise denecek bişey yok. Harika.
Predator
İlk filmlerinin nerdeyse kopyası olan film, günümüz görsel efektleri ve animasyonları sayesinde öncekilere göre daha göz doldurur olmuş.
Ancak yine de ilk filmin oynadığı dönemde yarattığı etkiyi yaratmaktan çok uzak :)
Fragman:http://vimeo.com/12097326
Dangerous Liasions
Dangerous Liasions - Tehlikeli İlişkiler daha önceki loglarımda tiyatro oyununun girişini yapmıştım. Filmi de birebir aynı diyaloglarla ve haliyle daha akıcı bir yapıda. 
Tek ilginç gelen yan ise oyuncuların müthiş gençliği :)
İnsana son derece komik geliyor. Öyle ki film afişine bile girememiş olan bir Uma Thurman var :)
Film hakkında fazla bir yorum yapmayacağım. Zira dediğim gibi tiyatro oyununun bir kopyası, yine de okumak isterseniz. http://kocyigitler.blogspot.com/2010/10/tehlikeli-iliskiler.html
Kuyucaklı Yusuf
Yine geç kalarak okuduğum bir kitap :(
Ama geç de farkettiğim bir yazar olsa da okuduklarımdan keyif almanın mutluluğu ağır basıyor.
Yazar bu kitabında da inanılmaz derin ve doyurucu betimlemelerini, insanı hiç sıkmadan, ustalıkla yapıyor. Kişilerin ruh hallerine ve olayların içine kendiniz yaşıyormuşçasına sokuyor.
Kitabın belki de en zorlayan yanı kullanılan eski kelimeler, ama bu bile yazarın ustalıklı paragrafları içerisinde önemini yitiriyor. Çünkü anlamadığınız sözcükleri anlamanız için size hissettiriyor ve farkettiriyor.
Okunmasını kesinlikle tavsiye ediyorum.
In the cut
Tek kelimeyle sıkıldım.
Meg Ryan adını görünce sevinerek izlemeye karar verdiğim bir film (haaa görmedim dersem yalan olur ;)) ama izlerken sıkılmaktan kendimi alamadığım bir film.
Belki beğenen çıkar ama ben yarıda kestim :(
Slumdog Millionaire
Filmi izleyince anladım...
Neden oscar aldı? Neden bizde çok beğenildi? Neden Türk filmleri oscar alamıyor? :)
Film esas olarak tam bir Türk filmi, görünen ve işelenen senaryo da yok yok.
Kardeşlik, bir kızı sevmek, kardeşlerin hayattaki yollarının ayrılışı, bir kızı sevip başkasına kaptırmak, kötü yola düşmek, düşüp düşüp çıkacakken bir türlü çıkamamak :) ne ararsan...
Eee. durum böyle olunca da hamuru böyle yuğrulmuş, hamiyetli Türk milletim bu filmi beğenmesin de ne yapsın???
Şimdi de gelelim neden ödül aldı ve biz halen alamadık...
Ödül alır tabii çünkü, örtük senaryosu ve Türk filmi içeriğini bile sunuşu çok farklı. Gayet başarılı bir olay içinde olay örgüsü ve başarılı bir yönetmeliği var. Oyunculuklara gelince nerde bizde sezercik nerde onlardaki çocuk oyunculuğu :) dolayısıyla oscarı kazandıran fark burada.
Çalışın Türk yönetmenlerim, çalışın senaristlerim bir gün biz de yaparız gibi geldi :)
The Orphanage
Evet izlediğim bir diğer film de daha hayal kırıklığı...
Yine de bundan sonraki film yorumlarımda IMDB (internet movie database) linkini de vermeye başlayacağım.
Belki sadece ben beğenmiyorumdur. :)
Neyse filme gelelim:
Yetimhanede büyümüş bir kadının, yetişkin olduktan sonra kendi yetiştiği yetimhaneyi satın alarak orayı yeniden bir yetimhane haline dönüştürme çabasını ele alıyor. Ancak farklı olan ise yetimhanedeki ölen çocukların hayaletlerinin de işin içine karışması...
İzleyin bakalım siz beğenecek misiniz.
Benim puanım: 4/10
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)