Black Swan

Oldukça zor bir senaryosu olan filmde Darren Aronofsky çok başarılı bir yönetmenlik sergilemiş ve kabul etmek gerekiyor ki Natalie Portman'da oyunculuğu ile rolunün tam hakkını vermiş.
Gizem ve drama iç içe olan film aynı zamanda bale gösterisinin de temasında olan gerilimi sonuna kadar hissettiriyor. İlk 40 dakikasında bu filme neden oscar verdiler diyorken film bittiğinde iyi ki vermişler diyorsunuz.

Fragman: http://www.imdb.com/video/imdb/vi3985807385/

The Wild

Başarılı olarak adlandırabileceğim emsallerine göre kısa süresi olan basit senaryolu bir animasyon :)



Dan In Real Life

Düşük bir beklentiyle karşısına oturup, keyifle başından kalktığım bir film oldu.
Herşeyden önce klasik denebilecek türde bir romantik komedi olmasına karşılık olay örgüleri ve senaryosunun başarısı ile insanı mutlu ediyor.
İzlemenizi öneririm.

Black Water

Üç tane tanınmamış artis alırsın, bir kamera ve bir tekne kiralarsın, mangrov ormanları olan bir yere de uçak biletlerini ayarlarsan böyle bir filmi çekebilirsin demektir :)
Bilmem anlatabildim mi?

Takers

İtalyan işi tadındaki film klas hırsız takımının maceralarını konu alıyor. Oyuncular da senaryo da oldukça başarılı. Tempo yüksek, seyirlik bir film.

Bad Teacher

Büyük umutlarla izlemeye başladım, çünkü fragman çok iyiydi.
Ama film tam bir hayal kırıklığı oldu.
Cameron Diaz da kurtaramazmış senaryoyu...

You, Me and Dupree

Alaışılageldik bir romantik komedi olsa da insanın yüzünde sıkça gülümseme yaratabilen bir senaryo. Adam ve kadın evli, adamın eski arkadaşı evlerine taşınır ve tüm hayat değişir.
Owen Wilson başarılı bir oyunculuk sergiliyor.
Çocuklarla izlemek için sakıncalı olabilir :)

Soul Kitchen

Bu kadar eğlenceli bi film olacağını hiç tahmin etmemiştim. hatta uzun bi süre klasik dram olduğunu düşündüğümden uzaktan baktım filme. izlerken ara ara türk yapımı olduğunu düşününce insanın yüzünde tebessüm beliriyor ister istemez. Diğer taraftan abartılacak bir film de değil :)
IMDB: http://www.imdb.com/title/tt1244668/

İncir Reçeli

Ağdalı bir Türk Filmi kıvamında olsa da sürekli değişme ve gelişme trendi içerisindeki Türk Sineması için başarılı bir yapım olduğu söylenebilir.
Senaryo bir zamanların veremli kız tadı verse de kurgu ve oyunculuk ile açık ara başarılı.
İzlenmesi tavsiye olunur.
Bu arada şarkı da çok orjinal :

incir ReçeliIMDB: http://www.imdb.com/title/tt1808197/

Kefken

Bu bayram Ankara'ya eş dost ziyaretine gittik. Dönerken de İstanbul'un çilesi bitmez o nedenle küçük bir kaçamakla dönelim dedik. Ve yine çıktık yoldan :):)
Dönüş tarihimizi ve rotamızı yeniledik. Cuma günü dönüşe başladık ve rotamızı da İzmit Kandıra'ya bağlı olan Kefken'e çevirdik. Kefken İstanbul'a yakın bir diğer köy denizi.
Daha önce de gittiğimiz (6 yıl kadar olmuş) köyde değişen pek birşey yok köy aynı köy, insanlar aynı kaba saba insanlar sadece artık biraz daha kalabalık.
Yine de bizim gibi kaçamak sevenler için bir seçenek. Hem benim can kızım da ona uygun bir plajda ve denizde keyifle vakit geçirebildi. Deniz korkusunu ise tamamen üstünden attı.

Patlayana kadar doldurduğumuz bagajlarımızla çıktığımız yola bir de Kefken'i ekleyerek pek de güzel birşey yapmışız.
Gündüz yüzdüğümüz plajda,

gece de gizlice :) çadırımızı kurduk. Maalesef ki Ümit Besen tarzı canlı müziğimizle gece yarılarına kadar boğuştuktan sonra bir de uyuz ama susmak bilmeyen köpeklerin ziyaretine uğrayıp, sabah ezanı ile ayaklandık. :)
Neticede bir maceraydı ve maceraya uygun anılar oluşuyordu.

İşin esas güzel tarafı ise daha önce hiç takip etmediğim bir rotayı izlemekti.
Bu rota Kefken, Kerpe, Ağva, Şile rotasını takip ederek İstanbula geliyordu (ki bu da ne bayram trafiği ne gişelerin kalabalığı demekti :)) Ve muhteşem ormanlık ve kıvrımlı yollarıyla keyif veren bir yoldu.
İşte size rota...

View Directions to Kefken in a larger map

Çamlıdere

Hatırladığım kadarıyla 15 li yaşlarımdaydım. Babamla birlikte gitmiştik ilk kez Çamlıdere Barajı'na... O zamanlar kıyıda oturup suyu izlediğinde 5-10 parçalık aynalı sazan sürüleri dolaşırdı suda. En çok da kefal olurdu. Maps ile avlanırdı. Hafızam beni yanıltmıyorsa bir seferinden 15 parça kadar kefal ile dönmüştüm balık avından. :) Güzel günlerdi. Oltamızı alır yola düşer, akşam kamp ateşimizi yakar başında vakit geçirir, sonrasında da nefret ettiğim sivrisinekler eşliğinde uyku tulumlarımızda samanyolu bulutsusunu izleyecek kadar karanlık geceye yol alırdık.

Yaklaşık 20 yıl sonra, artık babam yok. Bir tane yiğenime benzer duyguları yaşatmak istedim.
Aynı yola düştüm. Bu kez kendi arabam kendi av malzemelerim ve çadırımla.
Gel gör ki çok şey değişmiş geçen yıllarla. Tek bir insan yüzü görmeden döndüğüm balık avı yeri bir mesire yeri havasına bürünmüş, metre başı insan :( onu bıraktım metre başı olta... Üşenmedik saydık tam 15 olta altım 2 m ara ile tek bir insan (!) tabi hal böyle olunca 15 yılda pislik almış yürümüş, avlak kalmamış, balık tükenmiş... kefal yok denecek kadar, olan ise ufacık yavru.
Neticede sadece kamp yapmanın ve kamp ateşinin tadını çıkartarak döndük.
Üzücü olmasına rağmen keyifli olduğunu söyleyebilirim.
Yine de bir gün yolunuz düşerse hayal kırıklığına uğramayın....

45'likte 35'inden Gün Almak

Eeee 34'e bastık 35'ten gün almaya başladık....
2 hafta önce girmiş olduğum yaşımın gününün :) fotoğrafını koymaya ancak vakit bulabildim.
Bu günde benimle olan arkadaşlarıma candan sevgiler...

Bu arada organizasyondaki üstün başarısından dolayı sevgili Eşime de ekstra telşekkürler...

Mekan hakkında : http://www.45lik.com.tr/