Dolmabahçe Sarayı

İlk gittiğimde daha İstanbul'a yeni yerleşmiştim denilebilir. İstanbul'daki ilk yıllarımda boğaz geçişlerim sırasında gözümün sürekli takıldığı bir yerdi. Zaman geçtikçe göz alışıyor sanırım, varlığını bile hatırlamaz olmuştum.
İnsanın çocuk sahibi olması ise böyle birşey sanırım; yıllar sonra kızımız da görsün diyerek, benim de ara tatilde olmamı fırsat bilip ailecek Dolmabahçe Sarayı'na bir gezi yapalım dedik. İşkenceye dönüşmedi desem yalan olur. Önce İstanbul'un trafiği, bu insanlar hafta içi öğlen saatinde, bu soğuk havada nereye gidiyorlar dedirtti. Ardından turist akınına uğramış olan saray gişe ve girişleri önünde 1 saate yakın sıralar bekledik.
Yine de saray ne saray ama... :)
Gerçekten Osmanlı'nın o görkemli yaşantısını bir kez daha insana hissettiriyor. Daha önce görmüş olmama rağmen geçen zamanla unuttuğumu fark ettiğim o haşmetli hanedanlık yeniden hafızamı tazeledi.

Detaylı bilgi: http://www.millisaraylar.gov.tr/portalmain/palaces.aspx?sarayid=10