Ankara'da doğup, Ankara'da büyümüş birisi olarak bunca yıldır Ankara Kalesine gitmemiş olmak benim için büyük bir ayıptı.
Ayıbın neresinden dönülse kardır dedim :):)Ailemle birlikte çıktık kaleye, neredeyse karış karış bildiğim Ankaramın panoraması da ayrı bir hüzün verdi.
Bir yanda toplu konutlar, bir yanda eski Ankara evleri... İşin komik tarafı bu kentsel değerin korunması için sadece Hamamönü adı verilen bir sokak koruma altına alınıp restore edildi.
Artık Kale içinde bile süper lüks restoranlar ve pansiyonlar var. Çarşısındaki bakırcılar vb. el işçiliklerinin yerini ise Hindistan vb. ülkelerden geln ürünlerin satıldığı hediyelikçilere dönüşmüş.
Şu hali ile oldukça virane durumdaki bu değer umarım Beypazarında olduğu gibi topyekün koruma altına alınır ve yerel sanatların öğretildiği ve zanaatkarların yetiştirildiği bir okul haline gelir.
Bundan ötesi ANLAYANLARA.