KAPADOKYA - Ürgüp - Göreme - Avanos

Ankara üzerinden aileleri de görerek bağladığımız Ürgüp gezimiz oldukça tempolu ve yorucu geçti. Önce Kırşehir’de Hacı Bektaş Veli’yi ziyaret ettik. Bu kısa ziyaret bile insanda ruhani bir etki yaratmaya yetiyor.
Yörenin çok sayıda görülecek yerinin eşsiz güzellikleri insana mola verme fırsatı bile vermiyor. Daha otele yerleşiştik ki dayanamayıp hemen bir şehir turuna çıktık.
Ben önce otelden başlayayım. Kaldığımız yer Ürgüp Kaya Hotel (http://www.urgupkayahotel.com/tr/) kaldığımız yerin web sayfasına bakınca çok matah sanmayın. Zira web sayfasındaki fotoğraflara ait mekanlar aynen olmasına karşın, sayfa tam bir sanat eseri, gerçek ise yozlaşmış turizm anlayışının bir yansıması, özensiz konaklama koşulları, nasılsa tutulan odaların getirdiği garantili kazanç… kısacası tok satıcı mantığı. Neticede pis miydi? Hayır. Konaklama için yeterli miydi? Evet. O zaman şikayet etmeye gerek yok, zaten yatmadan yatmaya gittik.
Dediğim gibi otele yerleşir yerleşmez “üç güzeller”i görmeye gittik. Ürgüp’ün hemen girişindeki 3 tane peri bacası daha yöreyle yeterince tanışmamış bizim gibi turistleri hemen fotoğrafa teşvik ediyor.
O akşam yemeğimizde yöresel bir şeyler yiyelim istedik ve gaflet, dalalet içindeki bir işletmeye bilmeden düşme şanssızlığını yaşadık. Kardeşler Traditional Turkish Food adı verilen berbat işletmeden kesinlikle uzak durun. Burada fazla detay vermeyeceğim ama ben Kapadokya aşçılar derneği, sağlık bakanlığı ve ürgüp esnaf ve sanatkarlar odasına şikayet yazısı verdim. Bilginize.
İkinci gün güzergahımızda Avanos, Zelve,  Paşabağ ve Göreme Milli Parkı vardı.
Önce Avanos’a gidip Kızılırmak kenarında çaylarımızı içtikten sonra, kendimize çömlek yapabileceğimiz bir atölye aramaya başladık. Ne yazık ki pekçok el sanatımız gibi bunu da yapan insanların sayısı hızla azalmış, ustalığın yerini makineler almaya başlamış bile. Neticede bulduğumuz yerde (Otantik Shop) çömlek yapma şansını bulduk. Bundan 15 yıl önce kili parçalayan ellerim sanırım zamanla hassaslaşmış bu sefer daha başarılıydım. Ama asıl başarılı olan çocuklarımızdı. Onların keyfi ve tecrübeleri fotoğraflara bile sığmayacak türden. Yörenin meşhur kabak çekirdeklerini de yüklenip, Niğde gazozu içerek yönümüzü Göreme tarafına çevirdik. İlk olarak Paşabağ bizi büyüledi. Tamamen doğal oluşumu ile Göreme’nin görülmesi gereken noktalarından birsi olmuş.


Ardından Zelve kaya şehri, Üç vadiden oluşan yerleşim bölgesi 1952 yılına kadar aktif olarak kullanımdaymış, insanın inanası gelmiyor açıkçası.

Son olarak Göreme Milli Parkı ve çocukların biten pilleri, artık yorgun düşen küçük bedenleri sakince beklerken bayanlar parktaki kaya kiliseleri gezdiler.


İkinci gün güzergahımızda ise Ihlara Vadisi, Derinkuyu Yeraltı Şehri ve Uçhisar Kalesi var.

Sabah kahvaltımızın ardından yola çıkıyoruz. Ihlara aşağı yukarı 100 km uzaklıkta Ürgüp’e. Kayseriye yaklaşıyorken Erciyes’i, Aksaray’a girince Hasandağı’nı görmek heyecan verici. Ihlara ise ayrı bir tabiat güzelliği, öncesine göre elden geçirilmiş durumda. Toplam uzunluğu gidiş dönüş 14 km olan yolun yarısında bir giriş kapısı daha var. Bizin gidip döndüğümüz toplam 7 km yolda ise ayakları ıslatacak yer bile bulduk J


İkinci durağımız ise DerinKuyu Yeraltı Şehri. Şehir aslında 12 kat yerin altında iken şu an aktif olarak 8 katı gezilebiliyor. İnsanların nasıl bir hayatta kalma korkusu yaşadıklarını orayı gezmeden anlamak kolay değil. Görülmesi gereken yerlerden biri. Tabii şu an da bir hatırlatma. Bölgede çok sayıda, ören, mesire yeri, müze vb. olduğu için baştan müze kartı almanın ekonomiklik sağlayacağını belirtmeliyim ;)



İkinci günün yorgunluğunu Uçhisarın sakinleştirici manzarasında bol oksijenle atıyoruz. Uçhisar doğal oluşuma eklemeler yapılarak oluşturulmuş bir kale. Bölgeye hakim görüşü ile 360 derece fotoğraf için de çok uygun. Yalnız bıdıklara dikkat edip kenarlara çok yaklaştırmamakta fayda var.



Dönemeden önceki son akşam yemek konusundaki şanssızlığımızı da kırarak Zeytin Cafe’yi (www.zeytincafeurgup.com) keşfettik. İlk gün yemeği için neler düşünmüşsek hepsini aklımızdan silmeyi başardı. Bir diğer etkiyi yaratan da Ürgüp Kuruyemiş (www.urgupkuruyemis.com) oldu. Ürgüp baklavası adını verdikleri pestille yapılan ürün harika.


Dönüş yolculuğumuzda emektar Hondama bir kez daha teşekkür etmek geliyor içimden, 2 çocuk 3 yetişkinli toplam 1800 km yolculuğumuzda bizi halen rahat ettirmeyi başardı.